Detaylar

Üvey annem, sabah güneşinin hafif ışıkları altında mutfakta kahvaltı hazırlıyordu. O anki görüntüsü, rahat bir tişörte ve şortuna sarılmış olan vücut hatlarıyla birlikte oldukça çekiciydi. Gözlerim, onun hareketlerini izlerken irkilmeden edemedim. Her bir dokunuşu, her malzemeyi yerleştirirken çıkardığı sesler beni derinden etkiliyordu. Varlığı, evin içinde sanki yaz sıcaklarını bile unutturacak kadar büyülüydü. Dikkatimi dağıtmamak için kendimi zor tutuyordum ama gözlerimin ondan kaçmasına imkan yoktu. Mutfağın içindeki bu yakın mesafe, duygularımı daha da alevlendirdi. Onun iştahlı bir şekilde omlet çırparken yaptığı küçük danslar, içimdeki arzuları kabartıyordu. Sanki kalbimin atışı, onun her hareketiyle senkronize olmuştu. Kendimi bırakmaya karar verdiğimde, onu daha yakından incelemek için yanına yaklaştım. “İhtiyacın var mı?” diye sordum; bu sıradan bir soru gibi görünse de içerideki gerginliği hissetmek çok kolaydı. O sırada göz göze geldik ve anlık bir elektriklenme havayı kapladı. Üvey annemin bakışlarından anlayabiliyordum ki o da benim hislerimden haberdar olmuştu. Omletin yanındaki domatesleri keserken parmaklarının kıvrılması beni daha fazla etkiledi. Onu izlemekten başka hiçbir şey düşünemez hale gelmiştim. İzledikçe aramıza giren mesafenin azaldığını hissediyordum; sanki insanlar arasındaki o yasaklı çekim yeniden uyanmıştı. Kahvaltının basitliği karşısında hissettiğim karmaşıklık, duygusal olarak beni ikilemler içinde bırakıyordu. Sonunda ona çok yakın durduğumu fark ettim; neredeyse nefesini duyacak kadar… İçimdeki gerilim doruk noktasına ulaştığında ellerimiz birbirine değdi ve o an hepsi değişti. Kalp atışlarım hızlanırken, aklımdan geçenlerin gerçekliğinde kaybolmuştum. Her sabahın aynı geçmeyeceği fikri bile heyecan vericiydi şimdi. Günlük rutinimizin nasıl farklılaşabileceğini düşünürken yüzümde beliren gülümsemenin ardında yatan sırları keşfetmek için sabırsızdım.

Leave a Reply

Your email address will not be published.